Torosların karlı doruklarından,
Çağlayarak iner.
Bir çınar dibinden geçerken,
Başı dumanlı dağlar,
Çamsakızı kokusuyla uğurlar.
Yosun tutmuş kayalıklardan,
Bırakır kendini kanyona,
Ala geyiklerle vedalaşır,
İner,
Bayramlığını giymiş Çukurova'ya.
Salkım söğüte selam verir,
Akar nazlı nazlı.
Hiç acelesi yok,
Kavuşmuştur sarı sıcağına,
Portakal çiçeği kokusuna,
Pamuk tarlasına.
Yolunu uzatır artık.
Dolanır durur ovada.
Yüreği kaldı Toroslarda.
Gecikmiş de olsa,
Bir öpücük kondurur,
Akdeniz'in tuzlu dudağına.